Summary
“A’mâk-ı Hayal” Romanında Tasavvuf, Budizm, Hinduizm ve Zerdüştîlik Açısından Vahdet-İ Vücûd Karşılaştırılması
Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi (1865-1914) Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinin önemli fikir ve ilim adamlarındandır. Kısa ömrüne rağmen çok sayıda eser sahibidir. Mutasavvıf yazar, fikrî ve kurmaca eserlerinde İslâm, tasavvuf, felsefe, pozitivizm, materyalizm, spiritüalizm, sosyal meseleler gibi konulara yer vermiştir. “A’mâk-ı Hayal” (1910) romanı, felsefî ve tasavvufî fikirleri içeren en ünlü eserlerinden biridir. Osmanlı toplumunda tasavvufî ilk roman olarak kabul edilmektedir. Yazar, diğer eserlerinde olduğu gibi romanında da dönemin pozitivizm, materyalizm gibi maddî fikirlerine karşılık tevhid/vahdet-i vücûd anlayışını savunur. Romanın baş kişisi Râci, ilim sahibi bir gençken varlık, ruh, hakîkat gibi konularda cevaplayamadığı sorularla şüpheye düşer. Râci eğitimini genişletme çabalarına, ispiritizma, manyetizma toplantılarına katılmasına rağmen bir kara leke gibi bütün benliğini kaplayan şüpheyi gideremez. Bu yönüyle bir arayış romanı olan “A’mâk-ı Hayal”, Râci’nin insân-ı kâmil olan Aynalı Baba rehberliğinde seyr ü sülûkünü tamamlayarak vahdet-i vücûda erişmesini konu alır. Filibeli Ahmed Hilmi, vahdet-i vücûd tezini öne sürerken Hinduizm, Budizm, Zerdüştîlik gibi Doğu dinlerinin tevhid anlayışından da yararlanır.
Keywords
Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, pozitivizm, materyalizm, vahdet-i vücûd, Hinduizm, Budizm, Zerdüştîlik